Üç Veya İkî Talakın Vukuundan Mütehassîl Hürmet

Üç Veya İkî Talakın Vukuundan Mütehassîl Hürmet :


339 - : Nikâhın akdine muvakkaten mani olan sebeplerden biri de - aşağıdaki meselelerde görüleceği veçhile - üç veya iki talakın vukuudur.

340 - : Bir kimse, bir veya iki talâk ile boşadığı hür zevcesini ve bir talâk ile boşadığa cariye olan zevcesini gerek iddeti içinde ve içerek iddeti nihayet bulduktan sonra tekrar rizası ile tezevvüc edebilir.

Fakat bir kimse, üç talâk ile boşadığı hür zevcesini ve iki talâk ile boşadığı cariye bulunan zevcesini, rizası bulunsun bulunmasın bir daha tezevvüc edemez. Bu talâklar, gerek bain ve gerek ric'î suretinde olsun müsavidir. Bu suretle aralarında bir hürmeti galize, başka bir tabir ile bir beynuneti kübra vücude gelmiş olur. Ve bu hürmet, şer'î usulüne tevfikan izale edilmedikçe devam eder.

341 - Uç yüz kırkıncı mesele veçhile hurre hakkında üç, cariye

hakkındaki iki talâk ile husule gelen hürmet, yalnız «tahlili şer'î» ile izale edilebilir. Şöyle ki : üç talâk ile boşanmış, olan bir hür kadın veya iki 'talâk ile boşanan bir cariye, iddeti hitam bulduktan sonra nefsini başka bir erkeğe meşru bir surette tezvic edip badettakarrüb zevci sa-ni olan bu erkek, vefat etse veya kendisini tatlik eylese iddetinin inkı-zasını müteakip evvelki zevcile dilerse tekrar izdivaç rabıtasını tecdit edebilir.

342 - : Tahlilin, yani evvelki zevç ile tecdidi nikâhın halâl ol masının husulü için ikinci nikâhın sahih ve nafiz olması şarttır.

Binaenaleyh şüphei nikâhı veya fâsid veya mevkuf ile vuku bula­cak bir tekarrüb ile evvelki zcvc için hilli nikâh, vücude gelme2. Hattâ bir kimse, fâsiden nikâh ettiği bir kadını üç talâk üe boşayacak olsa kendiaiîe kablettahlil nikâhı sahih ile evlenebilir, ünkü nikâhı fâsid, hakikaten nikâh değildir ki, talâka mahal olsun veya kendisile hîl hu­sule gelsin;

343 - : Tahlilde hakikaten veya hükmen duhul şarttır. Binaenaleyh bir muttallâkai selâse, bir mecbub ile izdivaç edip de

badehu tatlik edilse evvelki zevcine halâl olmaz. Meğer ki mecbubdan hablî zahir olup da çocuk doğursun. Bu takdirde hükmen tekarrüb bu­lunmuş olacağından evvelki zevç ile akdi nikâhı için hil vücude gelmiş olur.

344 - : Tahlil hususunda - gusli icab edecek derecede - tekar­rüb şart ise de ikinci zevcin herhalde baliğ olması, şart değildir, müra-hik olması da kâfidir.

Tahlil için ikinci kocanın âkil olması ve tekarrüb halinde inzal bu­lunması da şart değildir.

345 - : Tahlil husulü için kefaet de şart değildir.

Binaenaleyh üç talâk ile boşanmış bir kadın, velîsinin izni olsun ol­masın, küfvi olmıyan bir kimse ile evlenip de tekarrübden sonra o kim­se vefat veya kendisini boşasa badel'idde evvelki .zevcine nikâhı halâl olur.

Bu mesele, ademi kefaet ile nikâhın bâtıl olmiyacağına göredir.

346 - : Kitabiyye hakkında kitabînin .tahlili caizdir. Binaenaleyh bir müslim, nikâhı altındaki bir kitabiyyeyi üç talâk

ile boşanmakla bu kitabiyye, iddetini müteakip bir kitabî ile izdivaç ve mücameat edip de badehu o kitabî, vefat veya kendisini tatlik etse id­detini birikmal tekrar o müslim ile evlenebilir.

347 - : Bir tahlil ile müteaddit beynuneti kübra, nihayet bulur. Meselâ : bir mutallâkai selâse, iddetinden sonra nefsini başka bi­rine tezvic edip de duhulden evvel tekrar üç talâk ile boşanarak üçüncü bir şahıs ile izdivaç ve mücameatte bulunsa da badehu ondan_ da boşan-sa iddetini müteakip birinci veya ikinci zevci mutallâkından herhangi-sile dilerse nikâh akdedebilir.

348 - : İkinci zevç, üç talâkı h'edm ettiği gibi madununu da hedm ve izale eder. Binaenaleyh bir kimse, bir veya iki talâk üe boşa-dığı hür zevcesini ikinci zevcin nikâh ve tekarrübünden sonra iftirak ve iddeti müteakip tekrar tezevvüc etse bu kadım üç talâk ile boşaya-bilmek hakkına mâlik olur, yoksa evvelki talâklar, nisaba dahil olmaz.

349 - : İkinci zevc,tekarrübü inkâr ettiği halde, mutallâkai se-

lâse, İddia eylese birinci zevç için nikâhın halâliyeti sabit olur. Bilâkis bu mutallâka, tekarrübü inkâr edip de ikinci zevç, İddia eylese hilli ni­kâh sabit olmaz.

350 - : Mutallâkai selâse, ikinci zevcin tekarrübünü bil'iddia bi­rinci zevcüe nikâhı tecdit ettikten sonra birinci zevç, mezkûr tekarrübü inkâr eylese araları tefrik olunur. Bu takdirde mezbureye tekarrüb etmiş ise tam mehr, etmemiş ise nısıf nehr vermesi lâzım gelir.

351 - : Mutallâkai selâse, ikinci bir -zevç ile izdivaç etmiş oldu­ğunu bilbeyan evvelki zevcîle nikâhı tecdit ettikten sonra nefsini tekzib ederek ikinci bir zevç iie izdivaç etmemiş olduğunu iddia eylese bakılır: eğer zevc-i saninin kendisine tekarrübünü evvelce ikrar etmiş ise bu id­diası dinlenilmez. Amma böyle bir ikrarda bulunmamış ise nikâh, fâsid olur.

352 - : Zevci sani, yaptıkları nikâhın fesadını İddia, mutallâkai selâse dahi tasdik etse tahlil,tahakkuk etmez. Fakat mutallâka, bu ikinci zevci tekzib ederse tahlil.sabit olur.

353 - : Tahlil şartile, meselâ: "seni evvelki koçana halâl kıl­mak üzere tezevvüc ettim", demek suretile nikâh akdi caiz ve bununla tahlili şer'î hâsıl olup olmıyacağı hususunda hıüctehidini kiramın ihti­lafları vardır. İmamı Azama göre bu şart ile yapılan bir nikâh, sahih olup şart bâtıldır. Çünkü bu gibi fâsid şartlara mukarin olan nikâhlar, sahih olup şartlar lâgv bulunur.

Binaenaleyh zevci sani, bilâhare dilerse tatlik eder, dilerse etmez. Meğer ki hini akidde emri talâk, zevceye veya başka birine usulü daire­sinde tefviz edilmiş olsun.

Maahaza mezkûr şart, lâğv olmakla beraber bu veçhile vukubulan bir nikâh, kerahetten halî değildir. Çünkü tahlil İçin ikinci zevcin izdi­vaç akdine muvafaKatini iltimas, ve bu hususi akidde şart koşmak, mü­rüvvetin hetkini mucib olacağı gibi kaşkasınm garazını temin için âde­ta nefsini iare kabilinden bir muameleye muvafakat de hamiyetin az­lığından münbais bulunur.

îmam Ebu Yusüfe göre tahlil şartile yapılan bu nikâh, fâsiddir. Bu -nikâh İle birinci zevç için hilli izdivaç, husule gelmez. Çünkü bu şart, tavkit hükmündedir. Nikâhı muvakkat ise asla sahih olamaz.

îmam Muhammede göre de böyle bir şart İle nikâh, sahih olursa da tuınunla evvelki zevç için hilli nikâh, sabit olmaz. Çünkü tahlil şar­tile nikâh akdinde bulunanlar, şer'i şerifin tehir ettiği bir meseleyi İs­tical etmiş oluyorlar.

Binaenaleyh bunun hirmanile mücazat olunurlar. "Kim ki bir şeyi vaktinden evvel istical eyler ise mahrumiyetîle muateb olur" kaidesi malûmdur. Bedayi, Fethürkadîr Dürri Muhtar, Hindiyye, Şerhi Man-zumei Makdisî.

« (Malikîlere göre tahlil şartına veya ikinci zevcin tahlili niyetine mukarin olan bir nikâh, fâsiddir. Velev ki ikinci zevç, bu şart ile veya bu niyetle beraber kadını beğenip nikâhında tutmak niyetinde de kal­ben bulunsun. Binaenaleyh bu şartın zuhuruna veya niyyetin ikrar edil­mesine mebnî araları tekarrüb vukubulmus. olsun olmasın tefrik edilir, Ve bununla "bir bain talâk tahakkuk eder. Bu tekarrüb ile tahlil husule gelmiş olmaz. Hattâ böyle bir şart veya niyyete mutali olan zevci sanî de, zevce de, şahitler de, velî de müateb olurlar.

Şu kadar var ki, zevci sani, dermeyan edilen tahlil şartını zahiren kabul etmekle beraber kalben imsake kat'î surette niyyet ettiği takdir­de nikâh, diyaneten sahih olur. Binaenaleyh bilâhare vefat veya kadını tatlik etse evvelki zevç için hilli nikâh vücude gelmiş olur.

Zevcenin veya evvelki zevcin tahlil niyetinde bulunması, lâğvdır, nikâhın sıhhatine, tahlilin husulüne zarar vermez. Elverir ki, ikinci zevç böyle bir niyyette bulunmasın. Çünkü emri talâk, onun elindedir, onun böyle bir niyyetle yapmış olduğu bir nikâh, müt'a kabilinden bulunmuş olur. Minehül'celÜ.)

(Elmugnî'de deniliyor ki : tahlil şartile olan nikâh, eimmei selâ-şeye, Leyse, Sevrîye ve tbnüi'mübareke göre bâtıldır, münakid olmaz. Hattâ Hanbelî fukahasma göre tahlil, akidden evvel şart küınsa da akd esnasında soylenmeyip niyet edilse veya zevci sani, şart edilmeksizin tahlil niyetinde bulunsa nikâh, yine bâtıl olmuş olur. Bununla ne ihsan, ne de birinci zevç için ibahei nikâh, sabit olmaz.

Fakat yalnız zevce veya velisi tahlil maksadile nikâhta bulunsa bu niyet, akdin sıhhatine, tesir, etmez. Çünkü bunlar, akdi ref a malik değildirler, bunların niyetlerinin vücudile ademi müsavidir.)

(Hanbeîî mezhebine göre tahlilin husulü, şu şartların vücudüne mütevakkıftır:

(1) : Kadın, iddetini müteakib başka birine bir nikâhı sahih ile nikâh edilmelidir.

(2) : Mukarenet, cihaza tenasülden vuku bulmalı ve en az haşefe mikdan intişare mukarin bir halde tegayyüb etmelidir. İntişar buluc-madıkça mücerred tegayyüb kifayet etmez.

(3) : Mukarenet, halâî bir hale müsadif olmalıdır. Kadının hayz veya nifasına veya zevceynden birinin veya her ikisinin ihramı veya farz olan bir orucda bulunması haline müsadif olan bir mukarenetle tahlil hâsıl olmaz. îmam Mâlikin kavli de böyledir. Çünkü böyle bir mu-karenet, hakkullahtan dolayı haramdır. Bu üçüncü şart, Hanefiyye ile Şafiiyyece muteber değildir.

(Zahiriyye mezhebine göre de ikinci nikâhın tahlil şartına mu­karin olması caiz değildir: ikinci zevç, muhayyerdir. Dilerse boşar ve dilerse imsak eder. Şayet nikâh akd edilirken kadını badettekarrüb tat­lik edeceği şart kıhnır ise akdi nikâh, fâsid olub ebediyen feshe mah­kûm olur, bununla tahlil hâsıl olmaz. Şu kadar var ki, zevci mutalükin tahlil için bir şahsı tergîbde bulunması caizdir. Maahaza tahlilin tahak­kuk edebilmesi için ikinci zevç ile zevcenin mücameatleri, ikisinin de âkil oldukları bir hale müsadif olmalıdır. Elmugnî, EVmuhallâ.) [46]