Mecelle

Mecelle

6. MECELLE'DEN ZAMANIMIZA KADAR

Altıncı Bölüm
MECELLE'DEN ZAMANIMIZA KADAR
(Uyanış Çağı)
A- İSLÂM DÜNYASI
B- İCTİHAD ve FIKIH
C- ADLİYE TEŞKİLÂTI ve KANUNLAŞTIRMA
1- Mahkemeler
2- Kanunlaştırma ve Kanunlar
a) Türkiye'de
b) Diğer İslâm Ülkelerinde Kanunlaştırma
Mısır
Suriye
Irak
Ürdün
Lübnan
Fas ve Tunus
Hindistan ve Pâkistan
Endonezya
c) Kanunlaştırma Hareketinin Sebepleri
d) Kanunların Umûmî Vasıfları
D- MECELLE
1- Mecelle Vaz'ının Âmilleri
2- Medenî Kanun Çevresinde Yapılan Mücadele ve Münakaşalar
3- Mecelle Cemiyeti

A

A harfi ile başlayan kelimeler

İptal ve tam yargı davaları

Madde 12 - İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler.

11.Kısım - Avukatlık Sözleşmesi

Avukatlık Sözleşmesi (1)

Avukatlık sözleşmesinin kapsamı (2)

Madde 163 � (Değişik : 2/5/2001 - 4667/76 md.) Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir. Avukatlık sözleşmesinin belli bir hukukî yardımı ve meblâğı yahut değeri kapsaması gerekir. Yazılı olmayan anlaşmalar, genel hükümlere göre ispatlanır. Yasaya aykırı olmayan şarta bağlı sözleşmeler geçerlidir.

----

Dal Bil'îbake, Bil'işare, Bîddelâte Ve Bil'îktîzanın Mahiyetleri Ve Hükümler :

Dal Bil'îbake, Bil'işare, Bîddelâte Ve Bil'îktîzanın Mahiyetleri Ve Hükümler :


330 -: Dal bilibare, mütekellim tarafından sevk olunduğu mânâya ibaresüe ve üç nevi delâletten birüe, yâni: ya delâleti mutabikiye ile ve­ya delâleti tazammuniye ile veya delâleti iltizamiye ile delâlet eden söz­dür.

Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.

4. Bir Şeyin Bulunduğu Hal Üzere Kalması Asıldır.

Bir şey bulunduğu, tesbit edildiği zamanda ne hal üzere ise, aksine bir delil sabit olmadıkça, o hal üzere kalması, deği¬şikliğe uğramaması asıldır; ona göre hüküm verilir.
Bilindiği gibi, eşya zamanla değişir, değişikliğe uğrayabilir. Her değişmeği bir hâdise meydana getirir. Fakat bir şey'in bulunduğu hal üzere kalması muhakkak, değişime uğraması ise muhtemeldir. Bu bakımdan muhakkak olan hal, muhtemel olan hâle nazaran önde gelir.

Zarar Kadîm Olmaz

6. Zarar Kadîm Olmaz.
Genel olarak zararlı bilinen şeylerin işlenip yapılmasına cevaz verilmez. Bu, hemen hemen her devir ve idare sistemin¬de böyledir. Müstesna olarak, böyle bir şey'e müsamaha edil¬miş veya yapılırken görülmemişse, umumî kaideyi bozmayacağından kademine bakılmaksızın kaldırılır.
Meselâ:

Mâni' Zail Oldukta Memnît Avdet Eder

23. Mâni' Zail Oldukta Memnît Avdet Eder.

Bir şey'in sıhhat ve cevazına mâni teşkil eden şey zail ol¬dukta, memnu' (men'olunan şey) avdet eder. Meselâ:
a) İki kız kardeşi bir kişi nikâhı altında bulunduramaz. Şöyle ki (A) ile (B) kız kardeştirler. (C), (A) ile (B) den biri¬siyle evlenebilir. Bu caizdir.. Fakat hangisiyle evlenirse, diğer muvakkaten kendisine haram olur. Farz edelim ki (C) (A) ile evlendi, bu takdirde, (A), (C) nin (B) ile evlenmesine mâni teşkil eder. (A) ölecek olursa (C), (B) ile evlenebilir. Çünkü mâni zail olmuştur.

Maslahatların nevileri ve hükümleri :

Maslahatların nevileri ve hükümleri :


506 -: Maslahat, salâha ve hayra vesile olan keyfiyettir ki, mu­kabili mefsedettir.

Şeriati islâmiye, esasen maslahatları nazara almış, yüksek hüküm­leri ona göre müesses bulunmuştur. Bir maslahatın şer'an makbul, muteber olması için başlıca dört şart vardır:

Birincisi: bir şeyin bir hususta maslahat teşkil ettiği, kat'î surette malûm olmalıdır, ihtimal kâfi değildir.

Müşterek Ve Müevvel Lâfızların Mahiyetleri Ve Hükümleri :

Müşterek Ve Müevvel Lâfızların Mahiyetleri Ve Hükümleri :


289 -: Lâfzı müşterek, müteaddit mânalara başka başka vazedil­miş olan lâfızdır. Meselâ: «ayn» lâfzı, hem göz mânâsına hem de güneg, altın, diz kapağı, su kaynağı gibi mânâlara vazedilmiştir.

Kezalik: «Cariye» lâfzı, hem memlûk olan kadın mânâsına hem de sefine mânâsına mevzudur. «Müşteri» lâfzı da hem satın alıcı mânâsı­na hem de bir yıldıza isim olmak üzere vazolunmuştur.

Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi - Davaları

Alacak (Fikir ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)- Nispi Harç
Coğrafi İşaret - Maktu Harç
Coğrafi İşaret (Coğrafi İşaret İle İlgili Kurum Kararlarının İptali)- Nispi Harç
Coğrafi İşaret (Coğrafi İşaretin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) - Maktu Harç
Coğrafi İşaret (Coğrafi İşaretlerden Doğan Haklara Tecavüzden Kaynaklanan) - Maktu Harç
Coğrafi İşaret (Maddi Tazminat İstemli)- Nispi Harç
Coğrafi İşaret (Resmi Makamlarca Açılan Hükümsüzlük İstemli) - Harca Tabi değil

Hadislerin râvîleri, metinleri ve senetleri itibari ile nevileri:

Hadislerin râvîleri, metinleri ve senetleri itibari ile nevileri:


403 -: Sünnetler, hadisler, sadrı evvelden beri şüyu ve intişar ba­kımından mütevatir, meşhur ve müstefiz. haberi ahad nevilerine ayrıl­dığı gibi yine haberi ahad kabilinden olarak aziz, garib nevilerine de ayrılır.

Resulü Ekrem'e veya bir sahabîye veya tabiinden bir zata ref ve isal edilmeleri bakımından da merfu, mevkuf veya maktu nevilerine ayrılır.

Bir Zarar Kendi Misliyle İzale Olunmaz

24. Bir Zarar Kendi Misliyle İzale Olunmaz.

Zarar ne kendisinden büyük bir zararla, ne de kendisine müsavi olacak bir zararla gidcrilmez. Belki, kendisinden hafif bir zararla giderilmeye çalışılır.
— «İki serden en hafif olanı ihtiyar olunur.»
— «Büyük zarar, hafif bîr zararla giderilir.» Kaideleri bunu açıklar..
Meselâ:
a) Mevcut bir dükkânın yanında veya karşısında başka bir dükkân açılır ve bu sebeple ilk dükkânın alış-verişinde bir azal¬ma ve kesat başlar da sahibi zarara girdiğini beyânla açılan dükkânın kapatılmasını isterse, bu dâva reddolunur ve ikinci dükkân kapatılmaz.

Nikâhta Velayetin Nevilerî :

Nikâhta Velayetin Nevilerî :


168 - : Nikâhta velayet, velayeti icbar ve velayeti nedb namile iki nev'e ayrılır. Şöyle ki : kasırlar, yani : çocuklar, matuhlar, mecnunlar velayeti icbar altında bulunurlar, Binaenaleyh bunları velîleri cebren, yani : rızalarını istihsale muhtaç olmaksızın tezvic edebilirler. Herhangi bir mükellefe ise velayeti nedb altında bulunur. Bu mükellefeyi velîsi, di­lediğinde cebren tezvic edemez. Şu kadar var ki, bir mükellef enin kendi­sini hicabdan vikaye için emri nikâhını velîsine tefviz etmesi mendubdur, müstahsendir.

Kavramlar Sözlüğü

Ahd: Atama, belirleme

Akile: Hataen öldürme suçu işle­yen kişiyle birlikle diyeti yüklenen ki­şiler anlamında olup, bunlar genelde kişinin asabesidir.

Anveten: Kılıç zoruyla, savaş yo­luyla.

Arâyâ: 1) Sahibinin, ihtiyaç sahi­bine verilmek üzere hurmasını bağışla­dığı hurma ağacı.

2) Bey´ul-arâyâ: Yaş hurma yedirmek için diğer bir kişiden tahmini olarak verdiği kuru hurma ka­dar yaş hurma alması.

Arız: İlinek, ilineksel, geçici.

Aslî nefy: Boşluk, olumlu ya da olumsuz hüküm bulunmaması duru­mu.