Talakda Şartların Tahakkuk Edib Etmemesi Üzerine Terettüb Edecek Neticeler

Talakda Şartların Tahakkuk Edib Etmemesi Üzerine Terettüb Edecek Neticeler:

193 - : Şartların bir kere tahakkukile ta'likin hükmü, nihayet bulur, ondan sonra o şartın bir defa daha vukuile diğer bir talâk daha vaki olmaz. Hatâ şartın tahakkuku, mülki nikâhın tamamen zevalinden sonra vuku bulursa talâk asla vaki olmaz. Meğer ki şart, tamim edil­miş olsun.

Meselâ : Bir kimse, zevcesine «îznim olmadıkça harice çıkar isen benden boş ol» dedikten sonra bu kadın, izinsiz harice çıksa boş olur. Sonra İddeti içinde veya tecdidi nikâhı müteakib tekrar izinsiz harice çıksa artık talâk vaki olmaz.

Kezaük : O kimse, bu veçhile yemin etdiikden sonra zevcesini henüz harice çıkmadan müneccezen boşayıb da iddeti nihayet buldukdan son­ra mezbure bilâ izin harice çıksa yemin, münhal olur, artık bilâhare ni­kâhı tecdidi müteakib izinsiz olarak tekrar harice çıksa talâk husule gelmez.

Amma «Her ne zaman iznim olmaksızın harice çıkar isen. diye yemin ederse üç talâk vücude gelinceye kadar ta'likin hükmü nihayet bulmaz. Meğer ki bu kadın, talâkdan sonra meşru usulü dairesinde baş­ka bir koca ile izdivaç etsin de badehu evvelki kocasâle tekrar akdi ni-'kâhda bulunsun. Bu takdirde şartm tahakkukile tekrar talâk vaki-ol­maz. Evvelce vukubulan talâk, birden ziyade olsun olmasın.

Şu kadar var ki, «Her ne zaman seni tezevvüc edersem» gibi «kül-lema» mânâsına olan bir tamîm edatı, tezevvüc ve nikâh lâfzına dahil olur da meselâ : «Her ne zaman seni tezevvüc edersem boş ol» denilirse her tezevvüc vukunda bir talâk vaki olur. Bu takdirde başka bir ko­caya varmakla yemin münhal olmaz. Bu hususda zevcİyyeti iade için şer'î çare, nikâhın bir fuzulî tarafından akdile zevç tarafından fi'len ica­zet verilmesidir. Hindiyye, Redül'muhtar.

194 - : Bir kimse «Tezevvüc edeceğim her kadın boş olsun* diye yemin etse her nikâh edeceği kadın hakkında talâk vaki olur. Velev ki nikâhı akde başkasını tevkil etsin. Fakat sonra bu mutallâka olan kadını tekrar tezevvüc ederse artık hakkında talâk vaki olmaz. Çünkü «her» lâfzı «kül» edatı mânâsını müfid olduğundan tekrarı iktiza etmez.

Maamafih böyle bir yeminde bulunan kimsenin nikâhı, bir fuzuli tarafından akd edilib de kendisi mehri vermek gibi bir suretle fi'len ica­zette bulunursa asla talâk vaki olmaz. Feyiziyye fetavasmm nakilleri.

195 - : Bir kimse «Her kim şu işi yaparsa zevcesi boş olsun» de­dikten sonra kendisi o işi yapsa zevcesi boş olur. Çünkü «Her kim» tâ­biri kendisine de şâmildir. Behce.

196 - : Mücerred olan bir kimse, «Fülân işi işlersem akb alaca­ğım boş olsun» dedikden sonra o işi işleyib de badehu evlense talâk vaki olur. Meğer ki füluzî tarafından akdi icra edilib de kendisi buna fi'len icazet versin. Fetavayı Ali Ali Efendi.

197 - : Bir kimse «Şu fi'li yapar isem alıb alacağım boş olsun» diye şart etdikden sonra o fi'li yapsa badehu alacağı kadın boş olacağı gibi ondan sonra alacağı kadınlar da boş olur. Fakat bu boş olan ka­dınlar ile tekrar evlense artık bunlar boş olmazlar. Behce, Abdurrahim.

198 - : Müteehhil olan bir kimse «Zevcemin üzerine tezevvüc edersem akb alacağım boş olsun» diye yemin etdiği halde tezevvüc ey-lese her iki zevcesi de boş olur. Fakat bilâharenikâhlarını tecdid ederse artık talâk vaki olmaz. AH Efendi fetavası.

199 - : Bir kimse, zevcesine «Fülân kadını senin üzerine tezev­vüc edersem boş olsun» diye yemin etdikden sonra zevcesini boşayarak iddeti içinde o 'kadım tezevvüc etse bakılır: Eğer ğevcesini bainen bo-şamış ise o kadın hakkında talâk vaki olmaz. Çünkü şart, her ikisinin kasimde ortaklığıdır, halbuki beynunete binaen bu ortaklık, bu müza-hama kalmamıştır. Fakat ric'iyyen boşamış ise talak vaki olur. Zira mu'teddei ric'iyye hakkında hükmen kasimde müşareket mevcuddur. «Senin üzerine» kaydini ilâve etmediği takdirde ise mutlaka talâk vaki olur. Reddül'muhtar.

200 - : Mücerred olan kimse «Fülân işi işlersem alacağım bos olsun» dedikden sonra o işi işlemeden tezevvüc eyleyib de badehu işlese |talak vaki olmaz. Fakat evvelâ o işi yapıb da sonra evlenirse talâk vaki olur. Çünkü şart olan, o işin evlenmeden evvelyapılmasıdır. Ali Efendi fetavası.

201 - : «Şart olsun» demek talâk mânâsında mütearef olmakla bir kimse «Fülân işi işlersem şart olsun» dese zevcesinin talâkını o işi işlemeğe talik etmiş olur. Binaenaleyh onu işlemedikçe zevcesi boş ol­maz. Behce.

202 - : «Dediğim olsun mu» demek «Zevcen boş olsun mu» mânâ­sında mütearef olan belde ahalisinden biri bir kimseye «Fülân işi yapar­san dediğim olsun mu?.» dedikde o kimse dahi «olsun» dediği halde o işi yapsa talâk mânâsını murad etmiş olmadıkça zevcesi boş olmaz. Ah' Efendi fetavası.

203 - : Bir kimse, zevcesine «Eğer üzerine evlenirsem talâkı selâ-se üzerime olsun» diye yemin etdiği halde bilâhare evlense bu iki zev­cesinden yalnız biri hakkında üç talâk vaki ve bunlardan birini tayin et­mek kendisine lâzım olur. Şu kadar var ki, bu tabir ile talâkın mütearef olması lâzımdır. Mecmuai cedide.

Kezalik: Bir kimse «Fülân işi yapar isem üç talâk üzerime olsun» diye yemin etdikten sonra o işi yapsa beldenin örfüne bakılır: Eğer bu söz, örflerinde «Zevcesi üç talâk ile boş olsun» demek ise talâk vaki olur. Ali Efendi fetavası.

204 - : Bir kimse zevcesine üç defa «Sen fülân yere gider isen boş ol» dese şartın tahakkuku halinde üç talâk vaki olur. Şu kadar var ki, diğerlerile evvelkini te'kid kasdettiğini söylerse diyaneten tasdik olunur. Dürri Muhtar.

205 - : Bir kimse, bir şahsa hitaben «Fülân fi'li işlersen avretin boş olsun mu?» dedikde o şahıs, sükût edib bir şey söylemese badehu o fi'li işlemekle zevcesi boş olmaz. Hattâ bu suale baş eğmek bile talâk-dan, ta'likden sayılmaz. Meğer ki dilsiz olsun. Ali Efendi.

206 - : Bir kimse, zevcesinin talâkını mehrinden kendisini ibra et­mesine talik etdiği halde mehri mezbureye verse dahi talik bâtıl olmaz.

Binaenaleyh bilâhare zevcesi, o kimseyi beraeti iskat ile mehrin­den ibra etse talâk vaki ve mehrin o kimseye iadesi lâzım olur. Heddî Muhtar.

207 - : Müteaddit zevceleri olan bir kimse, bunları zikr ve tayin etmiyerek: «Eğer fülân işi yapar isem zevcem boş olsun» diye yemin etdikden sonra o işi yapsa zevcelerinden lâalettayin biri hakkında ta­lâk vaki ve hakkı tayin-o kimseye raci olur. Çünkü zevce lâfzı müfreddir.

Fakat «Halâlim haram olsun» derse şartın vücudu ânında zevcelerinin hepsi de bainen boş olur. Zira halâl tabiri, zevcelerin umumuna şâmildir. Ali Efendi Cevahirül'fetâvâ.

208 - : Bir kimse, bir işi yaptıktan sonra «Eğer o işi işledim ise avretim üç talâk ile boş olsun» dese derhal o veçhile talâk vaki olur. Çünkü şartı kâine talik, tencizdir.

Kezalik : «Fülânın eşyasından hanemde bir şey var ise» diye ye­min etdiği halde bu eşyadan hanesinde bir şey bulunsa kendisi hânis ve zikr etdiği ceza vaki olur. Ali Efendi vesaire.

209 - : Talâka yemin eden kimse, yemininden sonra bâr olmak şartını ifadan âciz kaldıkda bakılır : Eğer hânis olmanın şartı, ademî bir emir ise talâk vaki olur. Çünkü ademî bir emir, ihtiyar olmaksızın tahakkuk eder. Amma vücudî bir şey ise talâk vaki olmaz. O kimsenin aczi, gerek bir hissî maniden ve gerek gayri hissi bir maniden münbais olsun.

Meselâ : Bir kimse, zevcesine «Eğer seni bu gece haneme ihzar et­mezsem benden boş ol» diye yemin etdiği halde mezbureyi ihzardan ba­bası men etse talâk vaki olur. Çünkü o kimse, şartı birrî, ifadan, yani : zevcesini hanesine ihzardan âciz kalmış, şartı hlns bulunan ihzar etme­mek ise bir emri ademîden ibaret bulunmuştur.

Kezalik : Bir kimse «Ben bugün bu evden çıkmaz isem şöyle olsun diye yemin etdiği halde der kayd edilerek çıkmadan men edildiği suret-de de hüküm, böyledir. Çünkü çıkmamak, bir emri ademidir.

Fakat «Eğer bu hanede sakin olursam..» diye yemin etdiği halde hanenin kapısı kilitlenerek, veya kendisi bağlanarak harice çıkmadan men edilse talâk vaki olmaz. Zira burada hanis olmanın şartı, o hanede sakin olmakdır. Sakin olmak ise bir emri vücudîdir. O kimse bâr olma­nın şartı olan ademi ikameti ifadan âciz kalmışdır.

Kayd ve maraz birer men'i hissidir. Kapının bağlanması ise gayri hissî bir men kabilindendir.

Talâkdan başka yeminlerde de bu usul dairesinde amel olunur. Dür­ri Muhtar. Reddi Muhtar.

210 - : Bir kimse «Fülân şahsı şu haneye bırakırsam..» diye ta­lâka yemin etdikde bakılır : Eğer hane kendisinin tasarrufunda olur da o şahsı duhulden kavlen men etdiği halde fi'len men etmezse dühulile talâk vaki olur. Çünkü bu halde bâr olmanın şartı, o kimsenin kudreti derecesinde o; şahsı haneye girmekden kavlen ve 'filen men etmesidir. Aman hane, başkasına aid olub kendisinin tahtı tasarrufunda bulunma­dığı takdirde yalnız kavlen men etdiği halde fi'len'men etmese o şalısın o haneye girmesile talâk vaki olmaz. Zira bu suretde o kimse, bu gahsı fi'len men etmek hakkına mâlik değildir.

Nitekim «Fülân gahsı bu karyenin meselâ : Kethüdalığmda istihda­ma» veya «caddeden mürura bırakırsam» gibi bir suretle yapılacak ye­minler hakkında da hüküm, böyledir. Haniyye, Mecmuai cedîle.

Kezalik : Bir kimse, akrabasından bir kadın hakkında «Seni fülâ-ne tezyic ettirmem» diye şart etmekle bu kadının nikâhına mani olmaya say edib de men'ine kadir olmasa talâk vaki olmaz. Netice.

211 - : Bir kimse, kendisini döğmek isteyen bir şahsa, «Ben ken­dimi sana döğdürmem, eğer döğdürürsem zevcem boş olsun» dedikden sonra o şahsı kendisini döğmekden kavlen men etdiği halde fi'len nıen'e kadir iken men etmese vuku bulan darbe mebni zevcesi boş olur. Bence.

212 - : Bir kimse «Fülân şahsı haneme idhal edersem» veya Fülân şahıs haneme dahil olursa» yahut «Fülânı haneme bırakırsam» diye yemin etdikde birinci suretde yemin, o kimsenin emrile duhule masraf olur. Binaenaleyh o şahıs, o kimsenin emrile hanesine girerse talâk vaki olur. Anıma onun emir ve müsaadesi olmaksızın girerse talak vaki ol­maz. Şu kadar var ki, bu duhul ile yemîn, münhal olmayacağından muah-haran o kimsenin emrile girerse talâk tahakkuk eder. İkinci suretde ye­min, yalnız duhule masruf olur, o kimse emir etsin etmesin ve duhule muttali olsun olmasın. Binaenaleyh mutlaka duhul ile talâk husule gelir.

Üçüncü surette ise yemin, o kimsenin bilmesile duhule masruf olur. Binaenaleyh o kimse, o şahsı haneye girmekden bilerek men etmezse dü-hulile talâk vaki olur. Reddi Muhtar, Mecmuai cedide.

213 - : Bir kimse, başka bir beldeye giderken zevcesine «Eğer se­ni oraya götürür isem» diye talâka yemin etdiği halde mezbure bilâha­re o beldeye kendi kendisine veya bir başkasiyle izinsiz olarak gitse ba­kılır : Eğer o kimse, bu şart İle onu beraber götürmemeği kasdetmiş ise hanis olmaz. Amma bu kadını kendisile beraber bir hanede tutnuyaca-ğmı kasd etmiş ise hanesinden çıkarmayınca hânis ve binaenaleyh talâk vaki olur.

«Hanesine nakl etmiyeceğine» dair yemin etdiği suretde de hüküm, böyledir. Fetavayi Ali Efendi nakilleri.

214 - : Bir kimse, içinde bulunduğu halde «Eğer şu odaya girer­sem» diye şart etse yemini, o odayı müştemil olan menzile şâmil olmaz.

Binaenaleyh müeerred bu menzile girmekle talâk vaki olmaz.

Fakat «Şu haneye girersem» diye şart etse yemini, o haneye duhu­le masruf olur. Şu kadar var ki, «Ben yalnız şu odaya girmeği kasd et-dim» diye iddia ederse kazaen tasdik olunmazsa da diyaneten tasdik olu­nur. Odaya işaret etdiği suretde de hüküm, böyledir. Hindiyye.

215 - : Bir kimse, içinde bulunduğu halde «Şu haneye girersem» veya «Bu haneden çıkmazsam» diye yemin etse bu yeminden sonra o hanede durmasile hanis çlmaz. Çünkü sabık duhul, devamı müstahil oldu­ğundan zail olmuş, çıkmaya da imkân mevcut bulunmuştur.

Fakat bir kimse, sakin veya râkib veyahut lâbis olduğu şey hakkın­da «Eğer hanede sakin olursam» veya «Şu hayvana rakib olursam» ve­ya «Eğer şu libası giyinirsem» diye yemin etse derhal o haneden çıkma­sı, rakib olduğu şeyden inmesi, giyinmiş olduğu libası üzerinden çıkar­ması lâzım gelir. Böyle yapmazsa şart, tahakkuk eder.

Birinci suretde de «Haneden çıkmazsam» sözile alelfevr çıkmak kas-dedümiş veya buna bir karine bulunmuş olursa meks ile = yeminden sonra hanede durmakla meşrut olan ceza, meselâ talâk lâzım gelir. Be-dayi, Ali Efendi Fetâvâsi nakilleri.

216 - : Bir kimse, bir şehir veya karyede sakin olmıyacağına da­ir yemin etse müeerred kendisinin o şehir veya karyeden çıkıp gitmesi kifayet eder. Hattâ bilâhare müeerred ziyaret veya eşyasını, ailesini al­mak için avdet etmesi zarar vermez. Fakat ikamet maksadile avdet ederse ikametini müteakib hanis olur.

Amma bir kimse, bir hanede sakin olmıyacağına yemin ederse o ha­neden bütün eşyasile, ehl ve ıyalile çıkıp başka bir yere nakl etmesi icab eder. Bir mahallede sakin olmamağa yemin de hane hakkındaki yemin hükmündedir. Ali Efendi nakilleri.

217 - : Bir kimse, mükasemede, bey ve şirada, İcar ve isticarda veya bir maldan müsaleha ve muhasamede bulunmıyacağına dair talâ­ka yemin etdiği halde bu hususlara başkasım vekil tay^n^etse talâk vaki olmaz. Evlâdını döğmiyeceğine dair yemin etdiği takdirde de hüküm böyledir. Meğer ki o kimse, bu fi'llere bizzat mübaşeret eder takımdan olmasın. Bu işlere bazan bizzat mübaşeret etdiği halde bazan da baş­kasını tevkil eden takımdan oiursa aglebi ahvaline itibar olunur. Ali Efendi nakilleri.

218 - : Bir yemin, bir işin muayyen bir zaman içinde yapılmaya­cağına dair olursa o zamanın o işsiş geçmesile bir hâsıl olur.

Bilâkis bir yemin, bir işin muayyen bir zaman zarfında yapılaca­ğına dair bulunursa o zamanın o iş yapılmaksızın çıkmasile hins tahak­kuk eder.

Meselâ : Bir kimse «Şu işi on güne kadar yapar isem» diye şart etdikten sonra on gün geçinceye kadar o işi yapması zevcesi boş olmaz. Fakat «Bu sene güz mevsimi içinde bu köyden çıkıp gitmezsem» diye şart edib de daha çıkıp gitmeden kış mevsimi girse talâk vaki olur.

Kezalik : Bir kimse, zevcesine «Eğer şu kadar müddet tamamına kadar gelmezsem benden bainen boş ol» veya «Iradetin elinde olsun» diye yemin etdikden sonra sefere çıkıp da o müddet nihayetine kadar av-

aet etmese veya o müddet tamam olmadan avdet ederken bir hakikî özür tahaddüsün mebni o müddette gelmese ceza tahakkuk eder.

«Şu kadar güne kadar fülâne olan borcumu vermezsem» diye ya-pilan yemin hakkında da hüküm, böyledir. Behce, Mecmuai Cedide.

219 - : Bİr kimse, zaman tayin etmeksizin bir fi'ü yapacağına ye­min etse ye's zamanına, yani : o fi'li yapmak imkânlarının zevaline ka­dar hânis olmaz. Çünkü bu vakte kadar mahlûfün aleyhi yapmaya im­kân vardır. Meğer ki o fi'li fevren = derhal yapacağını kasd etdiğine karine bulunsun.

Meselâ : Bir erkek «Fülân işi yapmazsam» diye talâka yemin etse ihtizar haline gelmedikçe o şeyi yapmadığından dolayı zevcesi boş olmaz. Ali Efendi fetâvâsı.

220 - : Bir kimse, «Zevcemi an karib boşamazsam» diye şart et-dikden sonra bir sene geçdiği halde o kadını boşamasa bu şarta binaen talâk vaki olur. Behce.

221 - : Bir kimse, bir şeyi yapmıyacağına yemin etse bu yemini ebede masruf olur. Binaenaleyh hanis olmaması iğin o işi ilel'ebed yap­maması icab eder..

Meselâ : Bir erkek «Rakı içmiyeceğine» dair talâka yemin etse, ta­lâkın vuku bulmaması için ebediyyen rakı içmemesi lâzım gelir. Yoksa herhangi vakit içerse bu yeminden dolayı talâk vaki olur. Ali Efendi ve saire.

222 - : Tâlikden sonra şart, tahakkuk edince bakılır. Adede mu-karin değilse yalnız bir talâkı ric'î vaki oiur. Meğer İti ınaallâkun aleyh olan talâk, beynuneti müfid veya mala mukarin olsun. O halde talâkı bain vaki olur.

Meselâ : Bir kimse «Kumar oynarsam zevcem boş olsun» dese şar­tın vücudu ânında bir talâkı ric'î husule gelir. Amma «Kumar oynarsam zevcem bainen boş olsun» veya «Halâlim haram olsun» derse veya zev­cesine «Bana şu kadar meblâğ verirsen benden boş ol» deyip kadın da o meclisde kabul etse talâkı bain tahakkuk eder. CamiüTfüsulîn, Mec­muai Cedîde.

Amma talik, adede mukarin ise ona göre talâk vücude gelir. Mese­lâ : iki talâkı ric'îye talik edilmiş ise iki ric'î talâk husule gelir. Üç talâ­ka talik edilmiş ise üç talâk tahakkukeder.

223 - : Tâlikden sonra şartın nasiyen ityanı ile amden ityanı mü­savidir.

Binaenaleyh bir kimse «Eğer fülânın hanesine girersem» diye şart etdikden sonra o haneye unutarak girse zevcesi boş olur. Fakat kapı­sından içeriye yalmz bir ayağını basıb da yine geri çekse talâk vaki ol­maz. Hindiyye, Tatar Haniyye.

224 - : Duhul hakkındaki bir yemîn, idhale şâmil değildir. Binaenaleyh bir kimse, bir haneye duhul etmiyeceğine dair talâka

yemin etdiği halde o haneye maşiyen veya rakiben girse talâk vaki olur. Fakat böyle duhule yemin etdiği halde kendisine başkası o haneye idhal etse, meselâ elinden, kolundan tutarak cebren girdirse talâk vaki olmaz. Velev ki bu idhal, ö kimsenin rızasına, imtina etmemesine mukarîü ol­sun. Çünkü idhal, duhulden başkadır, ^art ise duhuldür.

Kezalik : Bir kimse, bir haneden çıkmıyacağına dair yemin ettliği halde oradan cebren çıkarılsa talâk vaki olmaz. Zira ihraç, hurucun gay­ridir. Bedayi, Hindiyye.

225 - : Bir kimse, zevcesine «İznim olmaksızın haneden çjkar isen» diye şart etdiği halde kadın, zuhur eden bir harik veya seyitâbdan dolayı haneden çıkacak olsa boş olmaz. Çünkü bu yemin, âdetin delâle-tile muhassasdır, bu gibi hallere şâmil değildir.

Nitekim bir kimse, hanesine dönmiyeceğine yemin etdiği halde mü-cerred unuttuğu bir şeyi almak için dönse yemininde hanis olmaz. Dürri Muhtar, Reddi Muhtar.

226 - : Bir kimse, harice çıkmak üzere kıyam eden zevcesine «Eğer çıkar isen benden boş ol» demekle kadın, bir müddet oturup da sonra çıksa boş olmaz. Çünkü bu yemin, filhal çıkmaya masrufdıft*. Ha­niyye.

227 - : Bir kimse, zevcesine «îznim olmaksızın evden çıkar isen..» diye talâka yemin etdikden sonra zevcesinin gıyabında- veya uykusu ha­linde veya anlıyamıyacağı bir lisan ile yahut işidemiyeceği bir suretde çıkmasına izin verdiği halde kadın, bu izne muttali olmaksızın haneden çıksa boş olur. Fakat bu izini haber alır da ona binaen çıkarsa boş ol­maz. Hindiyye, Ali Efendi.

228 - : Bir kimse, zevcesine «Eğer fülân şahsın hanesine girer isen» diye talâka yemin etdikden sonra o şahıs, hanesini satmak veya bağışlamak gibi bir suretle mülkünden çıkarsa veya vefat edib de hane­si varislerine intikâl etse artık zevcenin o haneye gîrmesile talâk vaki olmaz. Çünkü yemin, nisbet hasebile münakid olduğundan nisbetin ke-silmesile münhal olur. Meğer ki o kimse, bu yemini mücerred o haneyi kerih gördüğünden dolayı yapmış olsun. Hindiyye, Ali Efendi nakiJleri.

229 - : Bir kimse, zevcesine hitaben «Şu çocuğu evden çıkmaya bırakır isen..» diye talâka yemin ettiği halde çocuk, o kadının namazda bulunmasından veya gafletinden istifade ederek evden çıksa talâk vaki olmaz. Çocuğu çıkmadan men için namazı bozmak lâzım gelmez. Hin­diyye.

230 - : Bir kimse, zevcesini tatlik etmiyoco£ino yemin etdiği halde innetine binaen hâkim tarafından, araları tefrik edilse bu yeminden dolayı talâk vaiki olmaz. Çünkü hâkimin tefrikile husule gelen talâk, o kimseyi izafe edilemez. Haniyye.

231 - : Tâlikden riicu, sahih değildir.

Binaenaleyh bir kimse, zevcesinin talâkını -bir şeye talik ettikden sonra artık bundan dönemez. Bedayi, Bahri Raik. [11]